Monday, May 21, 2007
TRABZON RUM VE LAZDIR
Trabzon İmparatorluğu tar. Trabzon ve civarında 1204-1461 yılları arasında varlığını sürdürmüş, Roma İmparatorluğu’nun miras-çısı bir Rum devletinin adı. Daha önce Ünye bölgesinde vali olan ve Bizans tahtını elinde tutan Komnenosların sonuncusu olan maceraperest Andronikos Komnenos'un (MS 1183-1185) ayaklanan Bizans halkı tarafindan tahtan indirilip ye-rine Angelos hanedanından birisinin geçiril-mesinin ardından, Andronikos ve kör olan oğlu Manuel vahşice öldürülmüştü. Manu-el'in hapsedilen Aleksius ve David adındaki iki küçük çocuğu halaları olan Gürcistan Kraliçesi Thamara tarafından hapisten kaçırtılmıştı. Thamara, çocuklarla birlikte Bizan-sın mücevher hazinesini de götürmeye mu-vaffak olmuştur. İstanbul, 17 Temmuz 1203 tarihinde Haçlılar tarafından işgal edilerek Aleksius IV. tahta geçirilmiş ama 1204 Ocak'ında İs-tanbul halkı isyan ederek Aleksius IV.'yu öl-dürmüş ve tahta babasının damadı V. Murtzuphlos'u geçirmiştir. Bu olaydan sonra kendi aralarında anlaşan Haçlılar 13 Nisan 1204'te şehre saldırarak, üç gün şehri yağ-malamış, İstanbul'da bir Latin devleti kur-muşlardı. Roma İmparatorluğu’nun başken-tinde bir Latin devleti kurulmasından sonra, Bizans tahtının varisleri ve asilzadeler İstan-bul'dan kaçarak sığındıkları bölgelerde yerli halkın desteği ile Bizans'ın devamı sayılan devletler kurmuştur. Bunların birisi Thedore Laskaris'ın (Deli Theodore) İznik'te (Nicea) kurduğu devletti. Komnenos hanedanının varisleri olan Aleksios ve David sığındıkları Gürcü Kraliçesi halaları Thamara'nın (1184-1212) sağladığı bir ordu ve yerli paralı askerler ile Doğu Ka-radeniz sahillerinde ortaya çıkmış ve 1204 Nisan'ında Trabzon'u ele geçirmiş, Alexios kendisini tüm Paflagonya'nın efendisi ilan ederek, Büyük Komnenoslar olarak 257 yıl sürecek en uzun ömürlü Rum hanedanını kurmalarını sağlamışlardır.Aleksios’un kardeşi David, sahil boyunca ilerleyerek Samsun ve Sinop'tan sonra Kara-deniz Ereğlisi’ni de ele geçirmiş, fakat İstan-bul'daki Latinlerin de desteğini alan Thedore Laskaris tarafından durdurulmuş, dahası Laskaris Amasra ve Ereğli'yi geri alarak Komnenoslar’ı Sinop'un batısından atmıştı. Bu dönemde Selçuklular, liderleri I. İzzeddin Key Kavus (ö.1220) önderliğinde, 1214 tari-hinde David'i Sinop önlerinde sağ ele geçirip şehri almışlar ve ancak yüksek bir fidye, yıl-lık vergi ödeme, sefer zamanı Selçuklu or-dusuna asker gönderme şartlarını içeren bir anlaşma karşılığı serbest bırakmışlardı (Pa-padopulos Kerameus, Fontes, i, 131; İbn-i Bibi, el- Evamirü’l Alaigye fi’l- umuri’l- Alaiyye, s.147).Aleksius’un ölümünün ardından, zama-nında Deli Thedore’un generallerinden biri olan, yeğeni I. Andronicus (Lakabı Gidon < gidos “gardiyan”) tahta geçer. Bu dönem vergi taşıyan bir Trabzon gemisi fırtına nedeniyle Sinop limanında Selçuklular’ın eli-ne düşer; Alaattin Keykubad'ın oğlu Melik gemiye ve paraya el koyup yolcu ve müret-tebatı esir edince, Selçuklular’ın hakimiye-tinden çıkmak için bu olayı fırsat olarak gören Andronikos donanmasını Sinop'a gön-derir, şehrin surlarına kadar olan bölgeyi yağmalatır. Müsadere edilen gemilere mu-kabil, Selçuklu donanmasını mağlup ve tay-falarını esir ettirip, gemiyi ve esirleri kur-tarır, parayı geri alır TLGİ 20-21, İSLM.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
THE TURKISH CRIME OF OUR CENTURY http://imia.cc.duth.gr/turkey/index.e.html The Greek islands of Imvros and Tenedos were ceded to Turkey by the Treaty of Lauzanne (1923). These islands had been liberated from Ottoman control in 1912 by the Greek Navy. Under Article 14 of the Lausanne treaty, Turkey assumed the legal responsibility of ruling these islands with a special self-governing status, which was to be exercised by local authorities. Under these provisions order would be kept by a police force recruited from the local Greek population that would also have the responsibility of overseeing the Greek educational system. Turkey followed here its usual tactic of never abiding by its international obligations. Numbers speak for themselves. In 1920 the islands of Imvros and Tenedos had a population of approximately 10,000 Greeks. Today only a few hundred Greeks remain. In order to accomplish this drastic result, the Turks took a number of measures : They expropriated the best properties, without compensation, in order to deprive the residents of their means of survival. Greeks who traveled abroad were not allowed to return and their property was confiscated. They forbade the teaching of the Greek language. Imvros was converted into a prison without walls for convicted Turkish fellons who terrorized the Greek residents. Using such dreadful measures, the Turks managed to bring decay to the way of life of the Greek inhabitants and they thought that they would enjoy the fruits of their crimes in perpetuity.
there are two main Greek speaking Muslim ethnic groups: One of them are the Muslim Greek refugees coming from Crete called Cretans. The other group lives near Black Sea, Pontus. The largest group speaking Pontic Greek lives in 5-6 villages in Tonya, Trabzon and in nearly 50 villages at the valley Yukarı Solaklı that is south of Of. And also there are at least two villages established by the emmigrants at Sakarya near Constantinople (Istanbul). The language they speak is a dialect of archaic Cappadocian Greek that is probably not spoken in Turkey now. They are Sunni Muslims, but it is claimed that some of the Pontus Greek Muslims are secret Christians. There's no satisfactory research made on the Pontus Muslims. They speak Greek and carry on Greek (Roman) traditions but they refuse to be accepted in an ethnic group other than the Turks. They call themsevels Turkos and their language as Romaika. They conside r the real Greeks as a seperate race and call them as O Romeos. Many researches agree on that they are converted to Islam at 1700s. The archaic dialect is still living and spoken fluently by the young generation. Most women can only speak the Pontus Greek. Their population is estimated between 200.000-300.000. But in near future, there's no hope for the language to survive, because of the television and high rate of immigration. There's no population estimation about the Cretans but I guess their number as 500.000. They live in the villages near Aegean Sea, Mediterenean Sea and Marmara Sea. These villages had generally occupied by the Greeks living in Mikra Asia. After 1922, the Orthodox Greeks in Turkey and the Muslims in Greece were exchanged by the goverments. There are also many Cretan Greeks living in large seaside towns as Izmir(Smyrni), Antalya, Ayvalık. The old generation is still speaking Cretan Greek. Some of them, the old individuals are monolingual. But the young generation can speak only Turkish. The language will dissapear after a few generation. These two Greek dialects have no chance to live in Mikra Asia for long. As the Greeks are considered to be enemies, speaking Greek language attracts no symphaty. The children are educated in Turkish and nearly every house has a television 24 hour broadcas ting Turkish. http://www.megarevma.net/SecretChristians.htm
Post a Comment